DOĞA HAKLARI’ OLMADAN İNSAN DA OLMAZ

Bugüne dek “çevre koruma” benzeri ifadeler kullanılırken ilk kez “doğa haklan” kavramını kullanmaya başladıklarına dikkat çeken Pavey, şu değerlendirmeleri yaptı: “Dünyada bunu kullanan ilk politik parti olduk. Doğa aktivistleri, sivil toplum tartışmalarda bu kavram kullanılıyor. Ancak Yeşiller dahil olmak üzere partiler ‘çevre’ kelimesini kullanıyor. Doğanın haklarına saygı duymadan insan haklarını sahiplenemeyiz. İnsanın doğanın bir parçası olduğundan yola çıkıyoruz. Doğa hakları yeni bir konsept. Doğanın haklarına saygı duymadan insanın kendi haklarına sahip çıkamayacağını düşünüyoruz. Bu düşünceyi de yeni açılan görev tanımında yansıtmak istedik. Çevre, daha çok insana hizmet eden, sömürebildiği bir meta kavramına dönüştü. Yıllardır çevre için gönüllerini, hayatlarını vermiş aktivistler sayesinde büyük kazanımlar oldu ama haklar kazanıldıkça bir üst çıtaya çıkılır. Yeni dünyanın bunu uyguladığını görüyoruz. Bizde ise daha çok kültür mirası öne çıkıyor.”

‘Çevre Metalaştırıldı’

CHP’nin “Doğa Hakları ve Sosyal Politikalar”dan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Şafak Pavey, dünyada ilk kez bir partinin “doğa haklan” söylemini kullandığını vurgularken, “Çevre, daha çok insana hizmet eden, insanın sömürebildiği bir meta kavramına dönüştü” dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Şafak Pavey, son kurultaydan sonra partinin “vitrin”ine giren yeni isimlerden oldu. Kendini “aktif vatandaş” olarak tanımlayan Pavey, artık aktif bir siyasetçi ve yeni görev alanını da “global dünya mirasına karşı bir sorumluluk” olarak görüyor.

‘İstanbul’u çirkinleştirdik’

Pavey, Türkiye’nin öncelikli “doğa haklan” gündemiyle ilgili olarak da şunlan söyledi: “HES’ler, nükleer santrallar, su yoksulluğu var. Şehirlerimiz bir yandan şişer ve sıkışırken, dünyamn en verimli topraklarına sahip ülkemizde o topraklar bomboş duruyor. Ben zengin olmak istemenin kötü bir şey olmadığını düşünüyorum. Zengin olmayı hedef etmiş müteahhitlerimize bunu doğa haklarına saygıh biçimde yapabileceklerini anlatabilmemiz çok önemli.

Beton cezaevleri içinde büyüyen çocuklar yerine, doğa içinde büyümüş ve doğa içinde çözümlerini bulabilen çocuklar yetiştirmeliyiz. Dünyanın hayran olduğu şehir İstanbul’u başka birine yâr olmasın diye eski sevgilisi tarafından yüzüne kezzap atılmış yorgun bir kadına çevirdik.” Pavey, sözlerini şöyle sürdürdü: “Organik tarım atılımı yaparsak, şehirlerimizi sıkıştırıp betonlaştırmak yerine bütün yatırımımızı doğaya yaparsak sadece AB’ye değil, dünyaya da çözüm sunabilen bir ülke olabiliriz. Çok çocuklu hayatlar değil, var olan çocularımızın daha kaliteli hayatlar yaşaması için bu önemli. Dünyada akıllı hükümetlere baktığınızda doğaya ne kadar yatırım yaptıklarını görürsünüz. İki sene önce an krizi vardı, arılar yok oluyordu.

Tekerleği tekrar keşfetmemize gerek yok. Çözümler doğanın içinde saklı. Üçer ay aralıklı, senelik bir kampanya hazırlamaya çalışıyorum. Doğa haklarıyla ilgili felsefeyi yayabilmek, dünya çözümlerinden faydalanarak nasıl çözümler bulabileğimizi göstermek için. Türkiye’ye güzel bir terzilikle uygulanabilecek buluşlan, çözümleri gündeme getireceğiz. Doğa hakları ve sosyal politikalar günlük değil, ulusal politikalardır. Kadına karşı şiddet, çocuğa şiddet, Uludere’nin bile hesabını soramamış bir Türkiye imajım değiştirmek zorundayız.”

TUREY KOSE / ANKARA – Cumhuriyet