[youtube]http://www.youtube.com/watch?v=uJ0U1FS1OuM[/youtube]
Kız Çocukları ve Savaş
İnsanın iyi yaşamasını dert edenler, bitip tükenmez vahşi hırsımızın enkazını takip ederler. Bu hırsın yarattığı felaketler ilk önce ve en çok kız çocukları vurur…
Her savaş göçüğünün altında, en çok kız çocuklarının hak ihlalleri gizlidir. Felaketler erkeği bir kat, yoksul erkeği iki kat, kadını dört kat, erkek çocuğu altı kat, kız çocuğu sekiz kat, yoksul bir kız çocuğu on altı kat vuruyor. Geometrik bir keder katlanması bu! Güçlüye tapan gelenekler, önce en savunmasız olanı tarumar ediyor.
Biz kız evladı olduğunda doğuma gitmeyen babalardan, sofradaki tavuk budunu oğluna, artıkları kızına veren bir anlayışın topluluğuyuz.
Bu pespaye miras; şiddet, cinsel şiddet, ensest olarak kız çocuklarına dönüyor. Buna toplumsal damgalanma da eklenince, suçlu değil, suça maruz kalan çocuklar cezalandırılıyor.
Harfiyen uyacağız diye imzaladığımız BM Çocuk Hakları Sözleşme’si bile, bizi yola getiremedi. Derin kültür; cinsiyet ve yaş eşitliği için yapılan bütün çabalara yıkılmaz bir direnç gösterdi. Yönetenler ise bu kültürü sistematik olarak ödüllendirip güçlendirdiler.
Ve biz çocuklarına kötü davranan, kız çocuklarına ise çok kötü davranan bir ülkeyiz.
Buna rağmen; 2011’de BM Genel Kuruluna, 11 Ekim’in ”Dünya Kız Çocukları Günü” olarak kabul edilmesine ilişkin tasarıyı Kanada ve Peru ile birlikte sunduk. Şaka gibi.
Cinsiyet ayrımcılığı için, her türlü düzenlemeyi en katı biçimde yerleştirip; kız çocukların okula, sağlık hizmetlerine ve özgür büyümeye ulaşmaması için her engeli koyup; sonra da, ‘kız çocukların haklarına dikkat çeken bir gün olsun,’ demek… Yaman çelişki!
Kız çocukların toplumsal konumlarının güçlendirilmesi, kaliteli hayat haklarına kavuşmaları; uğradıkları ayrımcılık, şiddet ve istismara dikkat çekmek; küresel bilinç oluşturmak için; kozmetik aldatmaca amacıyla BM salonunda değil, yönettiğiniz ülkede ayağa kalkmalısınız.
İstatistikler, karşılaştırmalar vermek istemiyorum. Küresel ahlak hassasiyetine sahip olanlar, vahameti dikkatle izliyorlar. Kaldı ki; istatistikler kalbimizde sızı yaratsaydı, son on yılda kız çocukların mecbur bırakıldığı tabloya karşı gür bir itiraz duyardık.
Kız ve oğlan çocuklarımızın arasındaki okullaşma farkı, kızlar aleyhine 600 bin..UNICEF temel eğitimde cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını gerekli gördüğü 25 ülke arasına Türkiye’yi de koydu. Dünyaya kız çocuklar günü teklif eden ülkeye!..
Gürsel Tekin’in açıklama beklediği; “İlerde size tehdit olmasın diye kız ve oğlanları eğitimde birbirinden ayırma ve bilim yerine din öğretme,” politikasını belirleyen paralel Milli Eğitim Bakanı Bilal Erdoğan’ın konuşmasına açıklama bile yapmadınız. Cevaba tenezzül etmezseniz duyulmaz sanıyorsunuz.
Dünyanın kız çocuklara en kötü davranan 6. Ülkesiyiz. Bugün dünyanın ulusal geliri en haksız bölüşen ikinci ülkesiyiz. 2000 yılında 16ncı sıradaydık.
Sizinle nasıl ilerlediğimizi anlıyor insan! İllüzyon tutulması hali..
Demek ki siz sağırmış gibi yapsanız da dünya duyuyormuş. Demek ki devekuşu stili kepazeliği kapatamıyormuş…
Ülkedeki bütün kız çocukların başını bağlamak için, evlerden ırak takiyye sabrınız, bunca Acem oyununa eren aklınız; sıra bu çocuklara hak ettikleri kaliteli hayatı sunmaya gelince donup kalıyor.
Sadece Esad’ı devirme hırsınız için ödenen bedel: Binlerce kız çocuk öldürüldü, binlercesi sakat kaldı, binlercesi seks kölesi olarak satıldı. Yüz binlercesi evsiz, yurtsuz, okulsuz savruldu. İsimlerinden, akıbetlerinden bile haberdar değiliz. Komşunun ocağını başına yıktığımız yetmedi, yıktığımız ocağın yerine kız çocukları seks kölesi olarak kullanıp pazarda kurbanlık hayvanlar gibi satan bir komşu yarattık.
Neden? Çünkü Esad mezhepdaş değil!
Bu dehşetli ortaçağ felaketinin ana aktörü sizsiniz. Ne yazık ki doğru sayılar veremiyorum. Çünkü bu insanlık suçunun failleri; dünya kamuoyu gerçek tabloyu algılamasın diye rakamları ayırarak ve dağıtarak sunuyorlar.
Olur ya, yaptıklarınız niyetinizden değil, bilememektendir; atalarımız bilmemek değil öğrenmemek ayıp demişler. Bu konuda emek veren Uçan Süpürge, Birleşmiş Milletler Cinsiyet Eşitliği Tematik Grubu, Çocuğa Karşı Şiddeti Önlemek için Ortaklık Ağı, Çocuğa Yönelik Ticari Cinsel Sömürü ile Mücadele Ağı, Çocuk Gelinlere Hayır Ulusal Platformu, Çocuk Alanında Çalışan Avukatlar Ağı ortak çözüm önerileri sundular. Bir göz atsanız…
Hiç umudum yok ama belki ömrünüzde bir kez gözlerinizi yumup, bu kızların sizin kızınız olduğunu varsaysanız; bir ihtimal yarattığınız felaketi hissedersiniz. Cinsiyet eşitliğinin çocukları ayırarak değil, buluşturarak yerleştiğini, çocuk haklarının savaş çıkararak değil, savaşlara mani olarak kazanıldığını hatırlarsınız.
Ne de olsa herkesin sınav kâğıdı kendi çocuğudur. Bizim içinse her çocuk kendi çocuğumuzdur.
Saygılarımla
Şafak Pavey
İstanbul Milletvekili