TORBA YASADA 32. MADDEYE HAYIR

 

Kâğıt Üzerinde Bile Olsa Engellilerin de Eşit Vatandaşlar Olduğunu Hatırlamayı Değerli Bulan Basın Mensuplarının Dikkatine:

 

Engelliler çok uzun zaman ağır sıkıntılar çektiler, görünmez oldular. Aşağılandılar, saklandılar, utandırıldılar ama hiçbir dönemde bu hükümetten gördükleri eziyeti görmediler.

 

Hükümet, Meclisin 24. Dönemi başında verdiğim Engelli Sorunları Araştırma Komisyonu önergemi kabul etseydi, çığ gibi büyüyen eziyetlerin hacmini anlayacaktı. En azından yaptıkları ile yüzleşme şansını bulacak ve belki de bu kabul edilemez ortaçağ anlayışını değiştirmeyi düşünecekti.

 

Ne yazık ki, hiç bir çığlığı duymadı. Bütün uzlaşma arayışlarıma kapılar kapandı.

 

Engelli Sorunlarını Araştırma Komisyonu yerine İnternetin Sağlığa Zararlarını Araştırma Komisyonu kurmayı tercih etti.

 

Artık hükümetin, engellilere karşı gösterdiği kötü niyet gizlenemez durumdadır. Engelli hak ihlalleri kaçamayacağı bir uçurumun kıyısına dayandı.

 

AKP’li Milletvekilleri Şükrü Erdinç ve Avni Erdemir, 5378 sayılı Kanun’da erişilebilirlik düzenlemeleri için belirlenen 7 yıllık süreyi 10 yıla ( tepkilerden korkup 8 yıla) çıkartmayı öngören kanun teklifini, akıl almaz bir küstahlıkla Meclis gündemine getirdiler.

 

Zaten aynı küstahlıkla durumlarına hiç aldırmadıkları Engelli vatandaşlarına on yıllık hükümetleri döneminde şunları yapmışlardı:

1- Engellilerin engelliliğini ortaçağ standartı ile ve sadece kendi kontrolündeki hastanelerde ölçtürdü.

 

2- Engellilik oranlarında kıyım yaparak, 8,5 milyonu aştığından, yine devlet kaynakları ile haberdar olduğumuz engelli vatandaşlarımızın sayısını rapor yenileme baskısı ile 1,5 milyona indirdi.

3- Böylece devletin engelli kabul etmediği insanları sosyal devlet bütçesinden çıkardı. AB dayatmaları ile imzaladığı hakların mümkün olan en az engelli tarafından kullanılmasını hatta hiç kullanılmamasını sağladı.

 

4- Diğer vatandaşlarla arasına uçurum koyduğu yetmiyormuş gibi engelliler arasında da hak kullanımını tuhaf bir ayrımcılıkla uygulayarak devlet eliyle kasıtlı eşitsizlik yarattı. Anayasadaki eşitlik ilkesini tarumar etti. 5- Vergi indirimli engelli aracı hakkında dehşetli bir ayrımcılık yaparak bu hakkı olabilecek en alt sınırda kullandırdı.

6- Engelli araçlarının hak edilişinde sağ bacak sol bacak ayrımı uygulayarak ülkenin en trajikomik kanununa imza attı. (Bununla kişisel olarak verdiğim mücadele sonucu birkaç yıl sonra sessizce geri çekmek zorunda kaldı.)

7- Engelli arabası vermediği vatandaşına engelli ehliyeti verip, Aziz Nesin hikâyelerine taş çıkarttı.

8- THY gibi kamu ulaşım şirketlerinde engellilerin ucuz bilet, tekerlekli sandalye hizmeti gibi haklarını hileli yönetmeliklerle en alt sınırda kullandırdı.

9- THY uçuş yönetmeliğine iki aynı uzvu olmayanların engelli olarak uçabilecekleri gibi ahlaksız bir tanım koyarak engellileri yıllarca perişan etti. (Yine kişisel mücadelem sonucu sessizce geri çekmek zorunda kaldı)

10- Engellileri uçağa taşırken tekerlekli sandalyeye bağlanmayı mecbur kılarak seyahat etmeyi kabul ettiren sözleşmeler imzalattı.

11- Hava yollarında en değerli sosyal politikaların başında gelen asistanlık hizmetlerini taşeronun taşeronu firmalara verdi ve bu firmaların hizmetleri nasıl deldiğini denetlemedi. İhtiyacın çok altında görevli çalıştırmalarını, ağır çalışma koşullarını umursamadı.

12-Bizzat devletin kendisi kendi koyduğu engelli istihdam kotalarına sahip çıkmayarak, kotaları doldurmak yerine ceza ödemeyi tercih edip, engelli istihdamını defalarca istismar etti.

13-Gelir barajı koyarak birden fazla engelli bulunan ailelere, açlık sınırında ve cefa içinde bir hayatı layık buldu.

14-İlaç ve tıbbi ihtiyaç alımında barkod uygulaması ile zaten çok güç olan engellilerin sırtına birde sahtekârlıkların yükünü bindirdi.

15-Engellilerin kültürel olarak haklarının farkına varması için kültürel kampanyalar yapmadı.

16-Engelliliği küçük sadakalarla göz önünden uzaklaştırılıp eve kapatan anlayışı yaygınlaştırdı.

17-Engelli ailelerinin fiziksel ve ruhsal yükünü azaltmak için destek politikaları uygulamadı.

18-Zihinsel engelli çocuklar ve aileleri için kesintisiz hizmet veren rehabilitasyon merkezleri kurmadı.

19-Diğerleri ile eşitlenmeleri için engelli öğrencilere tam gün eğitim imkânı vermedi.

20-Sosyalleşebilmeleri için ulaşılabilir sosyal mekân düzenlemeleri yapmadı.

21-Sosyalleşebilmeleri için kolaylaştırıcı ve erişilebilir ulaşım imkânları sağlamadı.

22-Engelliliğin rehabilitasyonundaki en etkin alan olduğu bilimsel olarak kanıtlanan kolay erişilebilir spor tesisleri imkânlarını sağlamadı.

23-Kaynaştırıcı eğitim ilkelerini hiçe sayarak, uzman eğitici yetiştirmedi.

24-Engellilerin gidebildiği erişilebilir konumdaki nadir ilköğretim okullarını, imam hatip okullarına çevirdi.

25-Birden çok engelli çocuğu olan ailelere tek engelli çocuk sahibi muamelesi yaptı.

26-Engelliği önleyici akraba evliliği, iş ve trafik kazaları kampanyaları gibi ana nedenler üstüne sosyal politikalar oluşturmadı.

27-Engelli emekliliğini eski rapor yeni rapor gibi garip düzenlemelerle delebildiği her fırsatta gasp etti.

28-Kronik engellilikte 24 saat medikal hizmet ihtiyacını dikkate almadı.

29-Orwell 1984 anlayışına taş çıkaran bir vatandaş izleme tekniği ile kızının hamile olduğu babaya SMS müjdesi(!) verdi ama evlerine hapsedilen (hatta kimi yerlerde zincirlenen) zihinsel engellilerin gün ışığına çıkarılması için hiçbir tıbbi kaydı kullanmadı.

30-Engellilerin bütün vatandaşlık haklarını sahtekârlık üstünden değerlendirerek engellilerin hayatlarına zaten yeterince eziyet etmekteydi.

31- Oy kullanma hakkına ulaşımları dahil olmak üzere engelliler için erişilebilirliği sağlamadı ama, yurdun dört bir yanında cami yapımını ihtiyaç üstünde sağladı. Ayrıca yaptırdığı camilerde bile engelli erişimini dikkate almayarak, onların inanç hakkını çiğnedi.

32- Engellilerin bilgi edinme hakkına zerre kadar değer vermedi. Engelli kamu işe giriş sınavları hakkında, engelli öğretmenlik sınavları hakkında yanıltıcı bilgiler vererek ya da hiç vermeyerek, bakanlarının demeçleri birbirini yalanlayarak kafa karışıklığı yarattı. Umut istismarı yaptı.

 

Eziyetlerin listesi çok uzun ama öncelikleri listeye aldığımı belirtmek isterim. Kisaca, hükümet tarafı olduğu Birleşmiş Milletler Engelli Insan Hakları Sözleşmesi’ni her anlamda ihlal etti ve etmeye devam ediyor.

 

Bütün bu eziyetler yeterli gelmemiş olacak ki, Temmuz 2012 erişilebilirlik taahhüdünü de çiğneyerek şimdi de engelli bireyleri kaç yıl daha evlerine mahkûm edeceği belli olmayan tasarıyı Yüce meclise vicdan, sosyal ahlak, siyasi görgü gibi bütün temel değerleri hiçe sayarak getirmekte.

 

Muhtemelen, engelliler ve aileleri oy deposu olmadıkları için, hükümet gösterdiği acımasızlıktan ötürü bir oy kaybına uğramayacak. Ancak totaliter ve insan haklarını umursamaz yönetim anlayışı hafızalardan silinmeyecek şekilde yerleşecek.

 

Hatırlamak gerekir ki hükümetler için ahlaki itibar oy çokluğundan çok daha değerlidir.

 

Yuuuuuh gerçekten kocaman bir YUH !…

Saygılarımla,

Şafak Pavey

İstanbul Milletvekili