17 Şubat 2015

Kadına karşı artan barbarlık, büyük oranda AKP’nin paralel sosyal politikalarının sonucudur. AKP her alandaki ikiyüzlü ve algı politikasını; direnirken katledilmiş bir genç kızın üstünden yine sahneye koyuyor. “Kadına karşı şiddette payımız nedir?” diye düşüneceklerine, yine bir kadını Aylin Nazlıaka’yı hedef haline getiriyorlar. Yaptıkları, imzaladıkları bütün uluslararası sözleşmelere aykırıdır.

Ortada olması gereken bakan ortadan kaybolurken, Cumhurbaşkanının kızları ve Başbakanın eşi gösteriye çıktılar. Katili besleyen zihniyete savaş açmak yerine, “ölmüş kadınları teselli propagandasıyla” bu “nato mermer nato kafa” şiddeti önleyemez. Neden mi?

1-Kadınları pazarlarda alıp satan, kafeslerde dolaştıran, vahşi askerlerine seks kölesi olarak ikram eden, canlı bomba olarak kullanan IŞİD’i silahlandırmış, eğitmiş bir hükümet, nasıl kadına karşı şiddetle mücadelede samimi olur?

2-Siyasal İslam kendi gönüllüsüne istediği hayatı dayatmakta özgürdür. Ancak bu dayatma altında yaşamak istemeyen kadına da baskı politikası, bu hayata rızası olmayan kadına taciz ve şiddet olarak geri dönmektedir. Bakınız IŞİD..

3-İnançlar arasındaki en büyük çatışma kadına bakıştaki farklılıktan doğar. Mezhebe dayalı bir ahlak görüşünü egemen kılınca, bu mezhepten olmayana saldırı ve barbarlık meşrulaşıyor. Politika olarak karıştırılan günahla suç arasındaki algı temizlenip; günah ahirete suç fani dünyaya göre yeniden tanımlanmalıdır.

4-AKP’nin ileri gelenleri bir beyin yıkama ve sosyal mühendislik projesi olarak; bu ülkenin bütün yurttaşlarını kapsamayan bir dizi inancı ‘ahlaki değerler’ olarak pompalayınca, bu değerleri değil küresel değerleri kabul eden kadınları gözlerini kırpmadan potansiyel ve kronik olarak tehlikeye atmışlardır.

5-Siyasal İslam’ın doğasında olan kadın sorunu; yaygın kör fanatizm ve barbar şiddet, totaliter eğilim penceresinden, kadın özgürlüklerini reddetmek ve kadın haklarını merkeze koyan seküler yapıyı ‘kafir’ olarak sunmak birleşince bu dalga en aşağıdaki seçmen kitlesine kendi karısını kızını, kardeşini zapturapt altına almak; Aktrol linçinden öğrendiğimiz üzere “kafir kadınlara” tecavüz, parçalama, yakma, öldürme “meşru hak” olarak dönüyor.

6-Kadına sanatı, baleyi, şarkıyı, neşeyi, dans etmeyi, etek boyunu en üst siyasi seviyeden günah olarak ilan edip; erkek ve kız öğrencileri daha anaokulundan itibaren ayırıp ortak sosyal yaşama yabancılaştırmak; bunlara uymayan kadınlara karşı şiddeti suç algısından çıkarıp, sevap algısına taşıyor. Bu politikayı yanlış bulanlar da ahlaksızlığı teşvik edenler olarak, sistematik sosyal linçe uğratılıyorlar.

7-İşi kanunla çözermiş gibi yapmak, kanunları uyması gereken ortak kurallar olarak algılamayan toplumlarda sakinleştirici hap görevi görür. Kural üstünden ortak yaşama temeli yerine, mezhep üstünden itaat toplumu inşa etmek; ensesti, tacizi, tecavüzü, cinayeti teşvik edici bir algı oluşturmaktadır.

8-“İdam verelim, hadım edelim” gibi teklifler cezalandırma üstüne önerilerdir. Ayrıca imzaladıkları uluslararası insan hakları hukuku sözleşmelerine aykırıdır. Erkeğin kadına karşı vahşet zihniyetini değiştirmeyi hedeflememektedir. Nitekim bir insanı döverek öldürmenin cezası oldukça ağırdır ama Ali İsmail’i döverek öldüren kanun uygulayıcısı polisi de, diğer katilleri de kanunu çiğneme davranışında etkilememiştir.

9-İş kazalarında sürekli hayatlarını kaybeden işçilerimize iş güvenliği getirmemeyi; yolsuzluk yapanı en yüksek mevkilere taşımayı; kamu kaynaklarını tek mezhebin yandaşına göre dağıtmayı ahlaksızlık saymayıp; kadının başındaki örtüden bütün kadınların ahlakını tanımlayan; “Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer. Perdesiz ev ya satılıktır ya da kiralıktır. “ anlayışını çıkaran ve sürdüren teşvik, kadınlar için en yüksek seviyede can güvenliği tehdidi taşımaktadır.

10- AKP’yi iktidar yapan ve iktidarlarını saltanat seviyesine çıkaran kefene sarılıp dolaşanları, mağaralarında güç bela zapt edilenleri koruyup, sonsuza kadar iktidar kalmaları için gelecek kuşakları şimdiden kadın erkek ayrımcılığı ile zehirleyen eğitim zihniyetinin ilk hedefi her zaman kadındır.

Bir daha uyarıyoruz. Kadın şiddetini cesaretlendiren, destekleyen, meşrulaştıran teşvik paketlerinizden vazgeçmek yerine, teselli politikalarınızı medyaya sürerek kadın şiddetine karşıymış algısı yaratmak nafile bir çabadır. Canınız gerçekten yandıysa önce kadınları atış poligonu hedefine koyan politikalarınızı acilen değiştirin.

 

Şafak Pavey

İstanbul Milletvekili